En İyi Hapishane Filmleri

“Yedinci sanat” olarak da adlandırılan sinema sektörü, vizyona giren her yeni filmle birbirinden farklı dünyaların kapılarını aralasa da, bazı filmlerin yeri bir ayrı ve bıraktıkları izlerin silinmesi mümkün değil. Vizyona gireli yıllar olsa da popülerliğini asla kaybetmeyen bu filmler, sinema tarihinin kilometre taşlarını oluşturuyor. Zevkler farklılaşsa ve trendler değişse de çoğu kişi için unutulmaz filmler arasında yer alan en iyi hapishane filmleri sinema eleştirmenlerinin ve izleyicilerin beğenilerini kazanmaya devam ediyor. Gelin sizinle hafızalara kazınan cezaevi filmlerine bir göz gezdirelim.

Shawshank Redemption – Esaretin Bedeli (1994)

Hapishaneden kaçış filmleri denilince çoğu kişinin aklına gelen ilk film Shawshank Redemption’dır. IMDB puanı 9.3 olan Shawshank Redemption, Stephen King’in “Rita Hayworth ve Shawshank’in Kefareti” isimli romanından beyazperdeye uyarlanmıştır. Andy ve Red isimli iki mahkumun hapishanedeki hayatını anlatan filmin başrollerini Morgan Freeman ve Tim Robbins paylaşıyor. Pek mümkün olmasa da, belki hala izlemeyenler vardır diye düşünerek spoiler vermemek adına, sizlere yalnızca filmin renkli karakterleriyle, etkileyici olaylarıyla ve diyaloglarıyla hafızalarda yer ettiğini söyleyebiliriz. Umudun, inancın, kararlılığın ve günümüzde giderek unutulmaya başlayan insani değerlerin muhteşem bir şekilde işlendiği Shawshank Redemption aynı zamanda sinema tarihinin en iyi filmleri arasında yer alır.

Escape from Alcatraz – Alcatraz’dan Kaçış (1979)

Efsanevi hapishane Alcatraz’dan kaçış temasını işleyen filmin yönetmeni Don Siegel, başrol oyuncuları ise Clint Eastwood ve Patrick McGoohan’dır. Hapisten kaçış filmleri arasında özel bir yere sahip olan Escape from Alcatraz’ın pek çok sahnesi Shawshank Redemption için ilham kaynağı olmuştur. Gerçek bir hikayeden esinlenen film, üç mahkumun kaçış hikayesini anlatır. Film yalnızca Alcatraz hapishanesinin koşullarını ve izolasyonun beraberinde getirdiği zorlukları değil, aynı zamanda dönemin atmosferini de başarılı bir şekilde yansıtır. Gerilim dolu sahneleri ve kaçış detaylarını adım adım aktaran Escape from Alcatraz, izleyicileri bir yandan gerçek bir olayın büyüleyici ve gizemli yanlarını izlemeye davet ediyor bir yandan da insanın özgürlük arayışını etkileyici bir şekilde yansıtmayı başarıyor. 

Victory – Zafere Kaçış (1981)

En iyi mahkum filmleri listelerinin zirvedeki isimlerinden Victory’nin oyuncu kadrosunda Sylvester Stallone, Michael Caine ve Max von Sydow gibi başarılı oyuncuların yanı sıra Pelé, Bobby Moore ve Osvaldo Ardiles gibi Dünya Kupası kazanan futbolcular da bulunur. Victory’nin konusunu 2.Dünya Savaşı sırasında esir düşen bir grup müttefik askerin işgal kuvvetlerinin elinden kaçma planları oluşturur. Film hem mahkumların yaşadığı sorunları hem savaşın beraberinde getirdiği zorlukları izleyiciye en gerçekçi şekilde yansıtır. Bunun sonucunda Victory, yalnızca kaçışın değil dayanışmanın ve umudun da vurgulandığı bir yapım olarak unutulmaz hapishane filmleri arasındaki yerini alır.

The Great Escape – Büyük Kaçış (1963)

2. Dünya Savaşı Alman esir kampında tutulan müttefik askerlerin, son derece sıkı güvenlik önlemleri uygulanan esir kampından kaçma çabasını anlatır. Heyecanın ve gerilimin hiç azalmadığı The Great Escape izleyicilerine kaçış anındaki heyecanı ve mahkumların planlarını uygulama sürecinde karşı karşıya kaldıkları zorlukları adeta yaşatıyor. Steve McQueen, James Garner ve Richard Attenborough gibi ünlü isimlerin başarısının altında yatan nedenlerden biri de karakterlerin farklı kişiliklerinin derinlemesine aktarılmış olması. Direnişin ve umudun simgesi The Great Escape’i şimdiye dek izlemediyseniz izleme listenizin üst sıralarına taşımanızı öneriyoruz.

Papillon – Kelebek (1973)

Cezaevi filmleri sevenler için klasikler arasında yer alan diğer bir isim Papillon’dur. Film, Henri Charrière’in gerçek yaşam öyküsünden esinlenmiştir. Göğsündeki kelebek dövmesi nedeniyle arkadaşlarının Papillon lakabını taktığı Henry haksız bir suçlama sonucu ceza almış, bunun üzerine kaçmak için planlar yapmaya başlamıştır. Film, izleyicilere hapishane yaşamının zorluklarını gösterirken dostluğun ve umudun gücünün de altını çizer. Başarısız olan her kaçma girişiminin ardından çabalamaktan vazgeçmeyen, özgürlüğe olan inancından vazgeçmeyen Papillon’un azmi ve kararlılığı izleyiciler üzerinde silinmesi zor bir iz bırakır.

Escape from Pretoria – Pretoria’dan Kaçış (2020)

En beğenilen hapishane filmlerinden biri olan Escape from Pretoria, anti-apartheid aktivistleri Tim Jenkin ve Stephen Lee’nin gerçek yaşam öyküsünden esinlenmiştir. 1979 yılında Güney Afrika’da geçen film, iki genç aktivistin tutuklanıp gönderildiği Pretoria cezaevinden kaçış planlarını konu alır. Hapishane atmosferini, burada uygulanan sıkı güvenlik önlemlerini ve kaçış girişimlerini etkileyici bir şekilde anlatırken karakterlerin kararlılığını ve dayanışmasını da vurgular.

Rescue Dawn – Şafak Harekatı (2006)

Vietnam Savaşı sırasında yaşanan gerçek bir hikayeden esinlenen Rescue Dawn, savaş esiri Amerikalı bir pilot olan Dieter Dengler’e odaklanır. Uçağı Vietnam’da düşen ve Vietcong güçleri tarafından hapsedilen Dengler, her ne kadar zorlu şartlar altında olsa da, kaçma planlarından ve hayatta kalma mücadelesi vermekten vazgeçmez. Savaşın getirdiği zorlukları ve direniş temasını güçlü bir şekilde aktaran film, en etkileyici hapishane filmleri arasında yer alır.

The Green Mile – Yeşil Yol (1999)

Stephen King’in romanından beyazperdeye uyarlanan The Green mile, bir mahkum ile bir hapishane görevlisinin hikayesini konu alır. Sinema eleştirmenleri ve izleyiciler tarafından sinema tarihinin en iyi filmleri arasında gösterilen The Green Mile hapishane filmleri arasında da özel bir yere sahiptir. Unutulmaz sonuyla ölüm ve hayat kavramlarını yeniden sorgulama gereği uyandıran The Green Mile, adalet sistemine yönelik eleştirileriyle de dikkat çeker.

Le Trou – Delik (1960)

Fransız sinemasının unutulmaz filmlerinden Le Trou gerçek olaylardan esinlenerek çekilmiştir. Esaret altındaki bir grup mahkumun hikayesini anlatan Le Trou, Paris’teki La Sante cezaevinde geçer. Farklı suçlardan mahkum olan beş kişinin kaçma girişimini, gerçekçi detaylar ve kusursuz bir olay örgüsüyle anlatır. Filmi daha da ilgi çekici hale getiren ise karakterlerin derinliğidir. 

In The Name of the Father – Babam İçin (1993)

Sinema tarihinin en başarılı açılış sahnelerinden birine sahip filmlerden In The Name of the Father, İngiliz adalet sisteminin yanlışlıkla suçlayıp haksız yere cezalandırdığı İrlandalı gençlerin öyküsünü anlatıyor. Gerry Conlon’un gerçek yaşam öyküsünden esinlenen In The Name of the Father, Gerry ve babası Joseph Conlon’un cezaevinde haksız yere geçirdikleri yıllar içerisindeki adalet arayışlarını ve suçsuzluklarını kanıtlamaya yönelik mücadelesini beyazperdeye taşıyor. Film, yanlış zamanda yanlış yerde bulunmanın insan hayatını nasıl etkileyebileceğini çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Film boyunca adalet arayışının yanı sıra baba – oğul gibi güçlü temalara da yer veriliyor. Filmde özelikle Daniel Day Lewis şapka çıkartılacak bir oyunculuk sergiliyor.

Carandiru (2003)

Tüm zamanların en iyi hapishane filmlerinden biri olan Carandiru’nun başrollerinde Narcos dizisinin yıldızı Wagner Moura ile Rodrigo Santoro bulunuyor. Film, 1992 yılında Latin Amerika’nın en büyük cezaevi olan Carandiru’da gerçekleşen ve 11 mahkumun ölümüne neden olan isyanı konu alıyor. Arka planda ise mahkumlar arasındaki ilişkilere ve güçlü dostu bağlarına yer veriyor. Gerçek olaylardan esinlenen Carandiru izleyicilere cezaevi içindeki adaletsizlikleri, şiddeti ve insanlık dışı koşulları sarsıcı bir gerçeklikle aktarıyor. Mahkumların verdiği yaşam mücadelesi, dayanışma ve adaletsizliklere karşı gösterdikleri direniş ile Carandiru izleyiciler üzerinde kolay kolay geçmeyecek bir etki yaratıyor.