Gözyaşı Garantili En İyi Romantik Dram Filmleri

Son yıllarda çok büyük bir gelişim sergileyen sinema sanatı, farklı tarzlardaki film çeşitliliğiyle her beğeniye hitap eder ve farklı beklentilere uygun seçimler yapmayı sağlar. Acıklı bir film açıp ağlayarak rahatlamak ise çoğu zaman benzersiz bir terapidir. Farklı hayatları deneyimlerken bir yandan da beyazperdenin büyüsüne kapılmayı sağlayan aşk ve dram filmleri aynı anda pek çok farklı duyguyu yaşama keyfini sunar. Çoğunlukla gözyaşlarını saklayan erkeklerin dahi kendilerini kontrol edemeden birkaç damla gözyaşını serbest bıraktığı romantik dram filmleri ise sinemaseverlerin kalbinde özel bir yere sahip. Biz de bu filmleri sizler için bir araya getirerek seçim yapmanızı kolaylaştırmak istedik. Ufak bir hatırlatma, bu filmleri izlemeye başlamadan önce kağıt mendillerinizi hazırlamayı unutmayın!

New York’ta Sonbahar – Autumn in New York (2020)

• Oyuncular: Richard Gere, Winona Ryder, Elaine Stritch

Ağlamaklı aşk filmleri sözünün hakkını fazlasıyla veren Autumn in New York, her ne kadar “klişe” dahi olsa dokunaklı bir aşk öyküsüne sahip. New York görüntüleriyle izleyicilere görsel bir şölen yaratan Autumn in New York, yaşlanmakta olan ve çapkınlığıyla ün salan Will ile ölümcül bir hastalığı olan Charlotte arasındaki aşkı konu ediyor. Aradaki yaş farkı ve ölümcül bir hastalık bu aşk hikayesinin yaşanmasına engel olmasa da, filmi izleyenlerin kağıt mendil tüketimini artırıyor. 

Not: Seni Seviyorum – P.S. I Love You (2007)

• Oyuncular: Hilary Swank, Gerard Butler, Lisa Kudrow

Aşk dram filmleri sevenlerdenseniz, bu filmi birkaç kez izlemiş olma ihtimaliniz yüksek. Eğer izlemediyseniz de, izleme listenizin ilk sırasına taşımanızı öneriyoruz. Ölümcül bir hastalığa yakalanan kocası Gery’nin ölümünden sonra, Holly’i bir sürpriz bekliyordur: Kendisini çok iyi tanıyan kocasının, ölmeden önce, Holly’nin eline farklı zamanlarda ulaşacak şekilde yazdığı mektuplar. Bu mektuplar Holly için bir yol gösterici haline gelip ona hayata yeniden bağlanmayı öğretiyor. Hayatı boyunca plan yapmayan, ancak ölümünün sonrasında eşi için her şeyi en ince detayına kadar düşünüp uygulayan Gery ve hayatının aşkını kaybetmenin yarattığı travmayla yine onun yardımıyla başa çıkmaya çalışan Holly’nin hikayesi izleyicilere aşkı yeniden sorgulatıyor. 

Bir Gün – One Day (2011)

• Oyuncular: Anne Hathaway, Jim Sturgess, Patricia Clarkson

David Nicholls’un aynı adlı romanından uyarlanan One Day, en iyi romantik dram filmleri arasında en beğenilenlerden biri. Emma ve Dexter’ın hayatlarına odaklanan film, her yıl aynı tarihte buluşmak için sözleşen zıt karakterli bu iki insanın ilişkilerini, dostluklarını ve zaman içindeki değişimlerini gözler önüne seriyor. Ve tabii ki yaşanan onca değişimin arasında değişmeden kalan tek şeyi, yani birbirlerine karşı olan duygularını… Aşkın ve dostluğun karmaşasını gerçekçi bir şekilde anlatan filmin muhteşem müzik seçimi ise duygusal anları vurgulayarak hikayenin atmosferini güçlendiriyor.

Not Defteri – The Notebook (2004)

• Oyuncular: Ryan Gosling, Rachel McAdams, James Garner

Dram romantik filmler için olmazsa olmaz unsurlardan biridir. The Notebook ise aşkı, savaşı ve dramı bir araya getiren bir filmdir. Nicholas Sparks’ın aynı adlı romanından uyarlanan film, Noah ve Allie’nin unutulmaz aşk hikayesini anlatarak izleyicilerini duygu dolu anlara tanıklık etmeye çağırıyor. Filmin temelinde, 1940’lı yıllarda geçen bir yaz aşkı bulunuyor. İki genç sosyal sınıf farklılıklarına karşın bir araya geliyor ve karşılarına çıkan pek çok engelle sınanıyor. Başrol oyuncuları Ryan Gosling ve Rachel McAdams’ın muhteşem oyunculuğu ise izleyiciyi karakterlerin duygusal yolculuğuna davet ediyor. 

Sil Baştan – Eternal Sunshine of the Spotless Mind (2004)

• Oyuncular: Jim Carrey, Kate Winslet, Kirsten Dunst

Sevdiğini unutmak ve nedenleri karşısında tekrardan tarafsız kalmak üzerine bir film olan Eternal Sunshine of the Spotless Mind, zorlu bir aşk hikayesinden geçerek hatıralarını sildirmeye karar veren Joel ve Clementine’ı konu alıyor. Çok büyük bir hayran kitlesine sahip olan film, benzersiz hikayesini geleneksel bir sırayla değil zaman içinde ileri ve geri giderek anlatıyor. Böylece izleyiciler karakterlerin zihinsel ve duygusal evrimini keşfedebiliyor. Filmin yaratıcı ve düşündürücü konsepti, izleyicilere aşkın ve hafızanın karmaşıklığını sorgulatmayı başarıyor. 

Kız Kardeşimin Hikayesi – My Sister’s Keeper (2009)

• Oyuncular: Cameron Diaz, Alec Baldwin, Abigail Breslin, Joan Cusack

Jodi Picoult’un aynı adlı romanından uyarlanan My Sister’s Keeper, genetik olarak uygun bir donör olarak doğan Anna’nın, ablası Kate’in sağlığı için yaptığı fedakarlıkları konu alıyor. Bir süre sonra Anna, bir donör olarak doğmuş olmanın getirdiği ahlaki ve duygusal sorumluluklar arasında sıkışıp kalıyor. Deneyimli oyuncu kadrosunun etkileyici performansıyla dikkat çeken My Sister’s Keeper, aile bağlarını ve fedakarlık kavramını merkezine alarak izleyicileri derin düşüncelere sevkediyor. Hikaye Flashback tekniği kullanılarak anlatıldığından, karakterlerin evrimi ve kararların nasıl şekillendiği çok daha iyi bir şekilde anlaşılabiliyor.

Zaman Yolcusunun Karısı – The Time Traveler’s Wife (2009)

• Oyuncular: Eric Bana, Rachel McAdams

Audrey Niffenegger’in aynı adlı romanından uyarlanan The Time Traveler’s Wife, zamanda yolculuk temasını kullanarak izleyicilerine benzersiz bir aşk hikayesi anlatıyor. Henry geçmişte ve gelecekte rastgele anlarda beliriveren bir zaman yolcusuyken, Clare de bu zaman yolcusunun eşi olarak hayatını sürdürmeye çalışıyor. Film bir yandan zamanın acımasızlığını bir yandan beraberinde getirdiği güzellikleri gözler önüne seriyor. Zamanın iç içe geçtiği karmaşık yapısını çekici bir görsel estetikle sunan film, özenle hazırlanmış müzikleriyle de izleyicilerin kalbini fethediyor.

Aşk Hikayesi – Love Story (1970)

• Oyuncular: Ali McGraw, Ryan O’Neal, Ray Milland

Romantik dram filmleri arasında bir klasiktir Love Story. Oliver ve Jennifer’ın büyük aşkını anlatan film, yalnızca bir aşk hikayesine değil aynı zamanda hayatın karmaşasına, tatsız sürprizlerine ve aşkın gücüne de tanıklık etme şansı veriyor. Farklı sosyal sınıflardan gelen Oliver ve Jennifer’ın yaşadığı zorluklar, filmi romantik bir hikaye olmaktan çıkararak bir dramaya dönüştürüyor. Love Story gerek duygusal anlatımı gerek karakterlerinin içsel çatışmaları ile izleyicisinin kalbinde derin izler bırakıyor. Bu arada, en az film kadar ünlü olan müzikleri de göz ardı etmemek gerekiyor. 

Aynı Yıldızın Altında – The Fault In Our Stars (2014)

• Oyuncular: Shailene Woodley, Ansel Elgort

The Fault In Our Stars listemizde yer verdiğimiz diğer pek film gibi yine bir roman uyarlamasıdır. John Green’in aynı adlı kitabından uyarlanan romantik dram filmi, kanserle mücadele eden iki genç arasındaki ölümsüz aşk hikayesini anlatıyor. İzleyiciler bir yandan benzersiz bir aşka diğer yandan da yaşamın zorluklarına karşı nasıl güzel bir direniş gösterilebileceğine tanıklık ediyor. Filmin diğer bir dikkat çekici yanı, kanserle mücadele sürecini son derece gerçekçi ve cesur bir bakış açısıyla ele almasıdır. Karakterlerin hastalıklarıyla yüzleşmeleri, hayatta kalma mücadeleleri ve bu süreçte yaşadıkları duygusal dalgalanmalar izleyiciler üzerinde derin bir etki bırakıyor.

Bodyguard (1992)

• Oyuncular: Whitney Houston, Kevin Costner

90’ların başında fırtınalar estiren Bodyguard, sinema tarihinin unutulmaz filmleri arasında yer alır. Müzik, gerilim ve romantizm öğelerini benzersiz bir şekilde harmanlayan Bodyguard’da hayatı tehlikede olan Rachel ve onu korumakla görevlendirilen özel güvenlik görevlisi Frank arasındaki ilişkiyi konu alıyor. Costner’ın karizması ve Houston’ın güçlü sesiyle izleyicileri üzerinde benzersiz bir iz bırakan filmin soundtrackinde, “I Will Always Love You” gibi pek çok hit parça bulunuyor. Film anlattığı duygusal hikaye ve oyuncularının etkileyici performansları kadar görsel estetiği ve sinematik kalitesiyle de beğenileri üzerine topluyor.

Evlilik Hikayesi – Marriage Story (2019)

• Oyuncular: Scarlett Johansson, Adam Driver

2019 yılında izleyicilerle buluşan Marriage Story, evliliğin zorlu süreçlerini derinlemesine ele alarak aşkın, kaybın ve yeniden doğuşan dokunaklı bir hikayesini anlatıyor. Nicole ile Charlie’nnin çalkantılı evliliklerini konu alan Marriage Story, evlilikteki sorunları ve duygusal kopuşları derinlemesine yansıtıyor. Olayları her iki karakterin kendi bakış açılarından da yansıttığı için izleyiciler çiftin yaşadığı zorlu süreci çok daha iyi bir şekilde anlayabiliyor. Marriage Story yalnızca evlilik üzerinden değil, aynı zamanda ebeveynlik ve aile bağları ile ilgili olarak da izleyicileri düşünmeye sevk eden mesajlar veriyor.

Aşk ve Küller – Blue Valentine (2010)

• Oyuncular: Michelle Williams, Ryan Gosling

Bir aşkın başlangıcından yıprandığı noktalaya kadar geçen hikayeyi anlatan Blue Valentine, dokunaklı bir romantik dramadır. Başrol oyuncularının unutulmaz performanslarıyla hafızalara kazınan Blue Valentine, bu büyük aşkın başladığı zamanları ve zaman içinde nasıl değiştiğini birbirine paralel bir şekilde anlatıyor. Karakterlerin hem genç hem yaşlı hallerini göstererek zamanın ilişkiler ve insanlar üzerindeki etkisini gözler önüne seriyor. Blue Valentine, ilginç kamera açıları ve anlamlı detaylarıyla karakterlerin iç dünyasını yansıtıyor ve izleyicilerin duygusal bağ kurmasını sağlıyor.

Hayalet – Ghost (1990)

• Oyuncular: Demi Moore, Patrick Swayze

Romantizmi ve doğaüstü öğeleri bir araya getiren Ghost, en iyi romantik dram filmleri arasında bambaşka yere sahip bir başyapıttır. Sıra dışı bir aşk hikayesini, hayatın ve aşkın ölümden sonra da devam edebileceği düşüncesini ele alan Ghost’ta Patrick Swayze efsanevi bir performans sergiliyor. Sam ve Molly’nin ilişkisi hem romantik hem dramatik unsurları bir araya getiriyor. Ayrıca film “Uncgained Melody” gibi unutulmaz müzikleriyle de hafızalarda yer ediyor. Ghost yalnızca bir aşk hikayesi olmanın çok ötesine geçerek insanlık, ölüm ve sevgi üzerine derin mesajlar veriyor. 

Brokeback Mountain (2005)

• Oyuncular: Heath Ledger, Jake Gyllenhaal

Yönetmenliğini Ang Lee’nin yaptığı Brokeback Mountain, sinema dünyasına damga vurmuş en iyi romantik dram filmlerinden biri olarak unutulmaz bir aşk hikayesini anlatıyor. Toplumsal normlar ile bireylerin içsel çatışmaları arasında çiçek açmaya çalışan bir yasak aşkı konu alarak izleyicilere sıra dışı ve dokunaklı bir deneyim sunuyor. 1960’lar Amerikasında geçen film, konu edindiği yasak aşkın toplumsal eleştirisini yaparak bir yandan da izleyicilerinin düşünce sınırlarını zorluyor. Brokeback Mountain anlamlı diyaloglar ve sessiz anlar arasında mükemmel bir denge kurarak, karakterler arasındaki iletişimi konuşulanlardan öte söylenmeyen kelimeler aracılığıyla anlatıyor. 

Mavi En Sıcak Renktir – Blue Is The Warmest Colour (2013)

• Oyuncular: Léa Seydoux, Adèle Exarchopoulos

Fransız yapımı Blue Is The Warmest Colour, bir genç kızın aşk ve cinsellik üzerine kişisel yolculuğunu anlatıyor. Başrol oyuncuları duygusal karmaşıklığı ve cinsel keşfi ustaca aktararak filmi unutulmaz kılıyor. Aşkı ve cinselliği açık ve gerçekçi bir şekilde ele alan film, tabuları yıkmadan dürüst bir bakış açısını benimsiyor. Ayrıca renklerin ve çekim tekniklerinin ustaca kullanımı duygusal atmosferin çok daha etkileyici bir şekilde yansıtılmasını sağlıyor.