En İyi Keskin Nişancı ve Suikastçi Filmleri

Keskin nişancılar, bir hedefi uzun mesafeden, çoğunlukla gizli bir konumdan ve tam isabetle vuran nişancılardır. Bu tanım bizlere keskin nişancıların yüksek konsantrasyona sahip, güçlü ve iyi nişan alan kişiler olduğunu düşündürür. Genellikle silahlı kuvvetlerde görev alan ya da suikastçi olarak kullanılan keskin nişancılar bir kahraman olabildikleri gibi acımasız bir düşmana, gangstere ya da öfke dolu psikopata da dönüşebilirler. Tüm bu nitelikler ise onları sürükleyici bir aksiyon filmleri için gizemli ve mükemmel bir başrol hâline getirir.

Bunun sonucunda sinema filmlerinin doğuşundan bu yana, keskin nişancı filmlerine ayrılmış bir kategori doğmuştur. Filmlerde kahraman olarak ya da farklı şekillerde tasvir edilen keskin nişancılar, düşmanlarını vurarak öldüren ölüm makinelerine benzerler. Bir yandan da uzun menzilli tüfeklerinin ucundaki adalet terazisine bir denge getirmeye çalışırlar. Bunun arkasında ise çoğu zaman kişisel mücadelelerinden ve uykuda bile peşini bırakmayan kâbuslarından dolayı acı çeken bir insan bulunur. 

Kabul etmek gerekiyor ki, film zevki özneldir. Bu nedenle, şimdiye kadarki en iyi keskin nişancı filmleri hakkında karar vermek size kalsa da, işinizi kolaylaştırmak için tüm zamanların en iyi keskin nişancı filmleri arasında yer alabileceğini düşündüğümüz filmleri sizler için bir araya getirdik. İyi seyirler!

American Sniper – Amerikan Sniper (2014)

En iyi keskin nişancı filmleri listesi içinde yer alması garanti isimlerden biri olan American Sniper, Clint Eastwood imzası taşırken başrolünde ünlü oyuncu Bradley Cooper yer alıyor. Yüksek rütbeli bir keskin nişancı olan Chris Kyle’ın otobiyografisine dayanan American Sniper; Irak savaşına, genel olarak savaşa ve bir insanın bir başka insanı öldürmesine olan bakış açısıyla dikkat çekiyor.

Enemy At The Gates – Kapıdaki Düşman (2001)

1942 ila 1943 yılları arasında gerçekleşen Stalingrad Savaşı’na odaklanan filmin başrollerinde Jude Law ve Ed Harris bulunuyor. Savaş atmosferini ve gerilimini doğru şekilde yansıtarak övgüleri üzerinde toplayan film, İkinci Dünya Savaşı’nın en büyük iki keskin nişancısı Vasily Zaitsev ile Binbaşı Erwin Konig’in mücadelesini anlatıyor. Bu arada filmin Sovyet keskin nişancısı Vasily Zaytsev’in gerçek hayat hikâyesine dayandığını da belirtmeden geçmeyelim.

Leon: The Professional – Leon (Sevginin Gücü) (1994)

En iyi suikastçi filmleri denilince ilk akla gelenlerden biri olan ve Luc Besson tarafından yazılıp yönetilen filmin diğer bir özelliği Natalie Portman’ın ilk filmi olmasıdır. Profesyonel bir tetikçiyle on iki yaşındaki bir kız arasındaki alışılmadık ilişkiyi konu alan film eleştirmenlerin de izleyicilerin de övgülerini topladı. Mathilda’nın, ailesi bir suç örgütü tarafından katledildikten sonra yan komşuları olan kiralık katil Leon’a sığınmasıyla başlayan hikâye, aynı zamanda tüm zamanların en beğenilen filmleri arasında yer alıyor.

Wanted (2008)

Mark Millar ve J. G. Jones tarafından yaratılan çizgi film roman karakterlerine dayanan bir aksiyon gerilim filmi olan Wanted, en iyi suikastçı filmleri arasında kendine kolayca yer buluyor. Çizgi romandaki hikâye değiştirilmiş olsa da, hikâyenin ana karakterleri ve verdiği karanlık his yönetmen Timur Bekmambetov tarafından film boyunca korunuyor. Çok hızlı bir tempoyla başlayan ve izleyicilere kendini sonuna kadar nefes almadan izleten film, 1000 yıl önce kurulan bir suikast tarikatının günümüze kadar ulaşan uzantısının çevresinde gelişen olayları dikkat çekici bir şekilde anlatıyor.

Black Hawk Down – Kara Şahin Düştü (2001)

En iyi sniper filmleri arasında yer alan Black Hawk Dowm, Mark Bowden’ın yazdığı aynı isimli kitaba dayanan bir savaş filmidir. Film, Somali’nin Muhammed Farrah Aidid tarafından düşmanca ele geçirilmesine misilleme olarak ABD Ordusu’nun Mogadişu’ya baskın düzenlediği 1993 olaylarını kapsıyor. Ayrıca filmin soundtrack’inin de büyük beğeni topladığının altını çizmek gerekiyor.

Three Kings – Üç Kral (1999)

Hikâyesini John Ridley’in yazdığı ve 100 milyon dolardan fazla gişe hasılatı elde eden film, Saddam Hüseyin’in devrilmesinin ardından Körfez Savaşı’nın son günlerinde geçen bir kara komedi ve savaş filmidir. Rutin bir inceleme sırasında büyük miktarda çalıntı altın bulan 4 Amerikan askerinin hikâyesini anlatan film oyuncu kadrosuyla beğenileri üzerinde topluyor.

Sniper: Ghost Shooter – Keskin Nişancı: Hayalet Nişancı (2016)

Chad Michael Collins ile Billy Zane’i geri getiren serinin altıncı filminin yönetmeni Don Michael Paul. Filmde önemli bir bölgede bulunan doğalgaz hattına yapılan terörist saldırıdan sonra bölgede görev yapan keskin nişancıların hattı korumak için verdiği mücadele anlatılıyor. Bu arada ana karakterler yalnızca teröristler ile değil, içlerindeki düşmanla da mücadele etmek zorunda kalıyorlar.

Phone Booth – Telefon Kulübesi (2002)

Larry Cohen’in yazdığı ve Joel Schmacher’ın yönettiği Phone Booth, her ne kadar kahramanı bir keskin nişancının hedefi hâline gelse de, aslında psikolojik gerilim türünün en iyi örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. Colin Farrell’ın canlandırdığı baş karakter, bir telefon kulübesinde keskin nişancının hedefi olup kulübeden çıkamamasına, diğer bir deyişle film sadece telefon kulübesinin içinde geçmesine karşın beyazperde seyircisini bir an bile sıkmayan muhteşem temposuyla dikkat çekiyor.

Savior – Kurtarıcı (1998)

Bosna savaşının arka plânında geçen Savior, karısının ve çocuğunun ölümüne tanık olan keskin nişancı bir askerin insanlığını nasıl kaybettiğini çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Film, din ve milliyet ayrımı yapmadan savaşın insanlara neler yaptığını çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor. 

The Hurt Locker (2008)

Mark Boal’un kaleme aldığı ve Kathryn Bigelow’un yönettiği The Hurt Locker, Akademi Ödüllerine 9 dalda aday olmuş; aralarında En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Orijinal Senaryo dâhil olmak üzere altı ödülü ise kazanmıştır. Film, Irak Savaşı sırasında görevlerini yerine getiren Patlayıcı Mühimmat İnfilak ekibinin her gün yüzleşmek zorunda kaldığı pek çok zorlayıcı deneyimi konu alıyor.

The Wall – Duvar (2017)

Doug Liman’ın yönetmenliğini yaptığı The Wall, Amerikalı bir keskin nişancı ve gözcüsünün Iraklı bir keskin nişancı tarafından yaralanıp tuzağa düşürülmesini anlatan bir psikolojik gerilim filmidir. The Wall, Irak çölünde sıkışıp kalmayı son derece sürükleyici bir şekilde tasvir ederek eleştirmenlerin övgü dolu eleştirilerini almıştır.

Jack Reacher (2012)

Lee Child’ın One Shot isimli romanından beyazperdeye aktarılan filmin yönetmenliğini Christopher McQuarrie yapmıştır. Bir keskin nişancının bir grup insanı vurmasıyla başlayan film hem Tom Cruise’un dublör kullanmadığı tehlikeli sahnelerle hem de kırdığı gişe rekoruyla film tutkunlarının hafızasına kazınmıştır. 

The American – Amerikalı (2010)

Yönetmenliğini Anton Corbjin’in üstlendiği The American, Martin Booth’un A Very Private Gentleman isimli romandan uyarlanmıştır. İzleyicilerin beğenisini kazanan ve gişe performansı da tatmin edici olan film, işinde uzmanlaşmış bir suikastçinin emekli olmadan önceki son görevi için İtalyanın kırsalında gizlenmesini ve görevine hazırlanması sürecini anlatıyor. Bu sırada geçmişinin ve tehlikeli mesleğinin peşini bırakmamasıyla, kendini gerilim ve heyecan dolu olayların içerisinde buluyor. George Clooney’in başrolünde olduğu The American, bir yandan da suikastçinin iç dünyasına odaklanmayı ihmal etmiyor ve gerek kimliğini gerek yaşam tarzını sorgulayışını izleyicilerle paylaşıyor.